İnce İşler-Taşeron

Merhaba arkadaşlar,

Bu yazımda yapı dekorasyon firmaları ve daha çok ince iş diye tabir ettiğimiz ; Alçı, alçıpan, boya, seramik, şap vs. gibi inşaat kalemlerini imalat,  işçilik ve maliyet konusunda incelemesini ele alacağım.

Öncelikle inşaat mühendisi ile müteahhitlik kavramının birbiri içine girdiği bu alanda apoletlerimizin çok bir işe yaramadığını söylemem gerekiyor. İyi bir gözlemci olarak olayın içine balıklama atlayıp işin kontrollerinin nasıl yapıldığını öğrenmemiz gerekiyor. Her kalemin ayrı ayrı aşamaları vardır örneğin alçı sıva işlemi Kaba Karışık Saten olmak üzere üç bölümden oluşur. Yapım şekilleri içinde anolu veya düz şekilde yapılan çeşitleri vardır. Yani demem o ki her kalemi ayrı ayrı incelemek gerekir. Bunları daha sonraki yazılarımda paylaşacağım.

Alçı kontrolleri= mastar ve su terazisi ile yapılır.

Alçıpan Kontrolleri = doğrusal düzlemlerin doğrultularının göz kontrolü ile yapılır.

Boya Kontrolleri = yüzey temizliği pürüzlülük  ışık yansıtarak kontrolü yapılır.

Seramik Kontrolleri= Derz boşlukları yekparelik ve kot kontrolleri dokunarak ve göz kontrolü ile yapılır.

Şap : Mümkün olduğu kadar ince (minimum 5 cm) ve pürüzsüz yekpare bir yüzey elde edilmelidir.

İmalat aşamasında en önemli nokta baştan kontrollerin sıkı tutulmasıdır.  Bir imalat hatasının başlangıçta farkedilip tamir edilmesi 1k’lık işçilik maliyet zaman getirirken teslimat aşamasında düzeltimesi 5k’lık yük getirir. Bu oran gördüğüm uyguladığım projelerden uyarladığım bir orandır. Bundan detaylı bir tez konusuda çıkar aklınızda bulunsun.

işçilik ; yapım aşamasında en çok değişgen bölümdür. İki türden işçilik vardır; götürü ve yevmiye usülü işçi çalıştırma. Götürü işlerde işin temizliğine çok dikkat edilmelidir. çünkü götürü olduğu için kar etmek isteyen taşeron hızlı ve kalitesiz yapmaya çalışabilir. Yevmiye usülü işte ise aynı iş, farklı taşeron veya işçilerde oldukça farklı rakamlara ulaşabilir. Burada hataya düşmemek için kaliteli elemanın yanı sıra çıkarılan işin metrajına ve temizliğine bakıp, ustanın günlük yapması gereken metraja bakmak gerekir.

Maliyet ; işçilik ve imalatın dışında uyumlu çalışma ile doğru orantılı olarak ilişkilidir. Elektrik, doğalgaz, dışcephe, su tesisati, mermer hatta krom korkulukların bile yanlış uygulamaları sizin uygulamanıza zarar verebilir. Yaptığınız işte sorumluluk alıp yanlış olduğunu bildiğiniz bir uygulamayı sırf üstlerinizin talimatlarına uymak için yapmayın. İnşaat alanında yapılan bir yanlışın maddi olmasa bile prestij olarak sizi etkileyeceğini unutmayın.

Tekrar görüşmek üzere, sürçü lisan etmiş isek affola.

Esen kalın.

MURAT ÇAPAN

bir mühendisin sırt çantası

muratcapan.wordpress.com

imag5705

 

 

Mühendis ol!

Merhaba arkadaslar,

Bu meslege gonul verecek olan arkadaslara yani bu yazıyı okuyan arkadaslara kisisel deneyimlerimi, ogrendiklerimi ve hatalarımı aylık periyorlar ile blogumda paylasmaya karar verdim. Duruma göre haftalıkta olabilir.

Ilk olarak meslegi sevmeyi bir kenara bırakıp ogrenmeye calısın. Bu soz yalın halde hic bir anlam ifade edemeyebilir. Naylon staj diye tabir ettigimiz sey olmamıssa eger ilk ise girme faslı uzun surmeyecektır. Unutmayın ki piyasada her zaman deneyimli mühendise ihtiyac vardır. Bu yuzden maas detayına fazla takılmadan buyuk projelerde yer almaya calısın. Zamanla orantılı olarak maasınız artacaktır.

Hangi alanda uzmanlasacagınızı bilmiyorsanız santiyede saha muhendisligini tercih edin. Size yonetim, iletisim, patron, isci, is, iliskisi hakkında tecrube kazandıracaktır. Daha sonra projecilik, ofis muhendisligine yönelmenize temel saglayacaktır.

Calısanlar ile mesafeli olun. Insanlara bilmesi gerekenden fazla bir sey paylasmayın. Is ortamında kimin sozunuzu ne kadar carpıtacagı belli olmaz. Soz verdiginizde tutmaya calısın. Kazandıgınız iyi iliskileri de kaybetmemeye calısın.

 

Geleneksel Yapı Malzemeleri Kerpiç

hause_earth

Kerpiç

Yeryüzünde insanoğlunun kullandığı ilk yapı malzemesidir. Avcılık – toplayıcılık döneminde yaşarken, günümüzden 11 bin yıl önce yaşayan Göbeklitepe halkı da ev inşa etmek için kerpiç kullanmıştır.

Kerpiç

Kerpiç

Kerpiç nedir?

Kasaba ve köy gibi kırsal kesimde kullanılan yapı malzemesidir.  Kerpiç, Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre; “duvar örmekte kullanılmak için kalıplara dökülüp güneşte kurutulmuş saman ve balçık karışımı ilkel tuğla”dır.

Kerpiç, balçıktan yapılan ve pişirilmek yerine kurutularak sertleşmesi sağlanan yapı malzemesi. Kerpiç yapmak için özlendirilmiş balçık kalıplara dökülür. Arasına saman sapı gibi çamuru bir arada tutmaya yarayan başka malzemeler de karıştırılabilir. Önce gölgede, sonra da güneşte kurutularak sertleştirilir.

Kerpiç neden tercih edilir?

Kerpiç, duvar örmek için kullanılmak üzere tahta kalıplara dökülerek güneşte kurutulmuş balçıktır. Kerpiç, daha çok köy evlerinin yapımında kullanılır. Hem iktisadi bakımdan ucuz, hem de kışın sıcak tuttuğu için tercih edilir. Bir çeşit pişirilmemiş tuğla gibidir.

Kerpiçin tarihçesi nedir?

Kerpiç çok eski çağlardan beri yapı malzemesi olarak kullanılagelmiştir. Kaldeliler ve Sümerler yapılarında kerpiç kullanmışlardır. Bunlar kerpiçleri birbirine ziftle yapıştırırlardı. Bu bakımdan yaptıkları evler sağlam olurdu. Bu evlerin üzerini de çamur, kireç veya zift tabakasıyla örterlerdi.

Anadolu’da yapılan çeşitli kazılar, Hititlerin bile evlerini kerpiçten yaptıklarını göstermiştir. Günümüzde de Anadolu köylüsü evini ekonomik bakımdan ve sıcağı muhafaza bakımından kerpiçten yapmaktadırlar. Kerpiç aynı zamanda rutubetlenmeyi önlediğinden bununla yapılan evler daha sıhhi olur, oturanlarda romatizma pek görülmez ve tedavi için uygundur.

Kerpiç en eski yapı malzemelerinden biridir; yeryüzünün ahşabın az olduğu bazı bölgelerinde binlerce yıldan beri kullanılmaktadır. Ayrıca yapılmasının kolay oluşu ve sıcak ya da soğuğa karşı yalıtım sağlaması da seçilmesindeki önemli etkenlerdendir. En eski kerpiç yapılara Mezopotamya’da rastlanır. Akdeniz çevresindeki ülkelerde de yaygın olarak kerpiç kullanılmıştır. Ayrıca beyazların yerleşiminden önce Amerika Yerlilerinin kerpiç yapılar yaptıkları bilinmektedir. Önceleri elde yapılmış yumrular biçimindeki kerpiçin, İspanyol işgalinden sonra kalıplara dökülerek üretilmesi yaygınlaşmıştır. İspanyolların da bu yöntemi Kuzey Afrikalılardan öğrendiği sanılmaktadır.

Kerpiç nasıl hazırlanır?

Kerpiç yapılacak toprak, su ile karıştırılarak içine saman serpilir ve karışım ayakla çiğnenip ezilmek suretiyle çamur haline getirilir. Bu işe çamurun özlendirilmesi denir. Özlendirilmiş çamur, kerpiç biçimine sokulmuş, tahta bölmelerden yapılı kalıplara dökülür.

Kerpiç çamuru hazırlandıktan sonra ahşap ya da metal kalıplara dökülür. Yörelere göre değişiklik göstermekle birlikte, kerpiçlerin kalınlığı genellikle 8-13 cm, eni 25-30 cm, boyu da 35-50 cm olur. Yapıldıktan sonra bir süre yerde bekletilen kerpiç daha sonra diklemesine yerleştirilir, böylece çabuk ve iyi kuruması sağlanır. Kurutma kurak iklim bölgelerinde aşağı yukarı iki hafta sürer. İçine saman sapı gibi lifli bir malzemenin karıştırılması, kerpiçin kururken çatlamasını önler, ama taşıma gücüne büyük bir katkı yapmaz.

Kerpiç duvar nasıl örülür?

Kerpiç duvarlar genellikle taş ya da beton gibi sağlam ve suya dayanıklı bir temel üstüne oturtulur. Böyle yapılmazsa, alt bölümler zemin suyunu emer, yumuşama ve bozulma tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Kerpiçler gene aynı karışımdan yapılmış yaş harçla birbirine yapıştırılır; üstleri de gene bu harçla sıvanır, sonra kireçle badanalanır. İyi yapılmış ve bakılmış bir kerpiç yapı yüzyıllarca ayakta kalabilir.

Toprağın pişirilmeden kullanıldığı bir baş­ka yapım yöntemi de sıkıştırılmış çamurla duvar yapmaktır. Bu yöntem, kum oranı yüksek, kil oranı düşük topraklarda uygula­nır. Bu toprak, yüzde 10 oranında su eklenerek yumuşatıldıktan sonra yapılacak duvarı çevreleyecek biçimde hazırlanmış ve en az 30 cm kalınlığındaki kalıplara dökülür. Dökülen çamur ayakla ezilerek ya da sıkıştırma çubuklarıyla bastırılarak sıkıştırılır. Kuruduktan sonra kalıplar kaldırılınca duvar kalır. Bu tür duvarların iklim koşullarına daha çok dayanabilmesi için üstleri çamur ya da katranla sıvanır. Günümüzdeki uygulamalarda duvarı oluşturan çamurun içine çimento, zift gibi malzemeler karıştırılmakta, üstü de kireç ya da çimento harcıyla sıvanmaktadır.

Kerpiç sempozyumunda neler konuşuldu?

Mimarlar Odası Konya Şubesi’nin düzenlediği 2. Kerpiç Sempozyumu, 30 Kasım 2013 tarihinde Hilton Garden Inn Otel’de gerçekleşti. Sempozyumda toprak yapıların dünü ve bugünü üzerinde duruldu. Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Muhçu da katıldı…

Sempozyuma Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Muhçu, Mimarlar Odası Konya Şube Başkanı M. Serdar Işık, Prof. Dr. Ruhi Kafescioğlu, diğer illerden gelen şube başkanları, birçok mimar ve öğrenci katıldı.

Haberdar Gazetesi’nden Şerife Bağcı’nın haberine göre; sempozyumda konuşan Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Muhçu, zamanında toprak yapıların, yani kerpiç evlerin bu coğrafyada sıkça kullanılan bir yapı malzemesi olduğunu, ancak bugün kerpiç evlerin, betonarme binalara tercih edildiğini söyledi.

Mimar Ve Mühendislerin İdölü Sinan

mimar-sinan-belgeseli-hazyr

istanbul devamlı bir su problemi içerisindedir. bu problemin çaresi asırlar önce kanuni zamanında, mimar sinan’ın günlerinde konuşulmuş ve en büyük çare sinan’la bulunmuştur. istanbul’un o günkü nüfusu çoğalınca padişah, sinan’ı çağırır, der ki:
“mimarbaşı, halkımız su ihtiyacı içinde. bir at yükü suya çok miktar akçe ödüyorlar. acaba halkımızın bu su ihtiyacını karşılamak için birşeyler düşünmez misiniz?”

mimarbaşı der ki:
“sultanım siz müsaade buyurun, ben istanbul’un çevresini bir dolaşayım, dışarıda mevcut sulan istanbul’a getirmenin mümkün olup olmadığını bir inceleyeyim ve ondan sonra size bir cevap veririm.”
ve sinan ağa atına biner, yanına yardımcılarını da alır, çekmece‘den başlayarak kıyılan dolaşır, beşiktaş‘a kadar istanbul’un kıyılarında,dereleri, akan sulan tespit eder. bu suların önü örüldüğü, baraj yapıldığı takdirde nereye kadar yükselir, nereden nereye kemer yapılarak istanbul’a getirilebilir, bunun günlerce hesabını yapar ve kanuni’nin huzuruna çıkar. sultan sorar:
“mimarbaşı, istanbul’a su getirmek mümkün müdür?”
mimarbaşının cevabı:
“belki sultanım, mümkündür. ancak çok ağır bir şartı var.”
“nedir o mimarbaşı?”
“sultanım, altın dolu keseleri uç uca dizmek şartıyla ancak istanbul’a su gelebilir.”
kanuni’nin cevabı şu olur:
“mimarbaşı sen istanbul’a su getirmenin mümkün olup olmadığını söyle. eğer mümkünse ben keseleri uç uca değil, yan yana dizmeye razıyım.”
bunun üzerine mimar sinan kolları sıvar ve istanbul’un dışındaki sulan kağıthane civarında belli yerlerde toplar, oradan da dere içlerine büyük geçitler yaparak istanbul’a getirir ve şehrin belli meydanlarında umumi çeşmeler yaparak suyu akıtır. bu çeşmelerin tamamı da kırkı bulur. ve kırk çeşme suları akmaya başlar.
o güne gelinceye kadar, musluk gibi bir adet olmadığı için sular boşa akıp gitmektedir. o gün çok pahalıya mal olan suyu artık bostanlara, yollara akıtmak istemiyorlar ve ilk defa istanbul’da lüle dedikleri musluğu çeşmelere koyuyorlar.
su böylesine pahalıya geldiği ve kıymet kazanmaya başladığı için kanuni bir ferman çıkanr, der ki:
“istanbul meydanlarındaki umumi çeşmeler halkın malıdır. hiç kimse bu çeşmelerden gizlice yeraltından evine su alamayacaktır.”
bu umumi kaidenin bir istisnasını da koyar kanuni. o da özel olarak sinan’a iletilir. denir ki:
“sen istanbul’a böylesine güzel bir çalışma sonunda kırk çeşme sularını getirdin. sen evine özel olarak bir lüle su alabilirsin.”
ve süleymaniye civarındaki meydan çeşmesinden sinan’ın evine özel olarak yol yapılır ve su akıtılır. böylece mimar sinan evinde özel suyu olan tek kişi olur.
mimar sinan şehzadebaşı camiini, süleymaniye camiini ve edirne’deki selimiye camiini yaptıktan -sonra yaşlanır.
devir hep öyle geçmemiştir. itibarının yüksekte olduğu devirde, kendisinin kıymetini takdir edenler bir bir bu dünyadan göçmüşlerdir. kanuni vefat etmiştir, yerine başka padişahlar geçmiştir. ve sinan 99 yaşına gelmiştir. çevresindeki dostları göçtüğü içinde kendisi istanbul’da adeta yapayalnız kalmıştır. ve yeni bir nesil yetişmiştir.
bir gün sinan’ın kapısına birisi gelip dayanır. kapıyı çalar. sinan bastonuna dayanarak kapıyı açar, “buyurun” der.
gelen meçhul ihsan, “ben topkapı sarayı postacısıyım. sizi divana çağırıyorlar. herhalde bir soruşturmaya tabi tutulacaksınız” der.
sinan ağa, bu ihtiyar halinde, dostlarının tümünün göçüp gittiği, kendisini eserleri inşaat halindeyken görenlerin kalmadığı bu ihtiyar
dünyada, “acaba topkapı sarayına niye çağırılıyorum?” diye bastonuna dayana dayana gider.
saraya girer, orada bir soruşturma heyeti kurulmuştur: kadılar, ulemalar,müftüler, o günün vükelası. sinan’a şöyle derler: “sinan ağa, hakkında şikayet var. eve su almak yasak olduğu, hiç kimse evine özel olarak su almasın’ diye padişah fermanı olduğu halde, sizin evinizde özel su varmış.”
“evet,” der, “cihan padişahı bana öyle özel olarak müsaade etmişti. istanbul’a yaptığım, su hizmetinden dolayı sadece benim şahsıma su müsaade etmişti de almıştım.”
“o zaman şu müsaadenizi, fermanı görelim de ses çıkarmayalım. kimseye verilmemesine rağmen, sizinki devam etsin.”
sinan’ın cevabı şu:
“ben o zaman cihan padişahından ferman istemekten hicap etmiştim. fermanım falan yok, ama su benim evimde akıyor.”
divan müşkül durumda kalır, konuşmalar olur:
“sinan büyük hizmetler etmiştir, evinde suyu aksın.”
oradan başkaları cevap verir:
“bu âl-i osman’a hizmet eden sadece sinan mı? sinan gibi daha nice hizmet edenler vardır. ya onların da evine özel su verilsin, ya da sinan’a da bu ayrıcalık tanınmasın.”
divanda uzun münakaşalar olur, son olarak verilen karar şudur:
“sinan gibi diğer hizmet edenlerin de evine su bağlanamayacağına göre, sinan’a verilen su kesilmeli, fakat şimdiye kadar kullandığı su
fermansız kullandığı için bir cezaya mucip olmamalıdır.”
ve bu karardan sonra sinan evine gelir. üzgün, bezgin, fakat fazla müteessir değil. çünkü sinan hizmetini allah için yapmıştır.
kendisine bir ayrıcalık tanınsın, özel bir mükafat verilsin diye değil.
ve sinan 100 yaşına girerken hastalanır yatağa düşer. vefat sırasında bir bezi suya batırıp da dudağına çalmak isterlerken bakarlar ki,
evindeki musluktan su akmıyor. istanbul’a su getiren sinan, susuz evde vefat eder.
Bu olayın bizlere verdiği mesajlar vardır.

Çekiçleme Etkisi (SEİSMİC POUNDİNG )

Belki de bu terimi ilk defa duyuyorsunuz: . SEİSMİC POUNDİNG Terim garip gelse de aslında çok iyi bildiğimiz, özellikle ülkemizde sıklıkla rastladığımız bir durum. Çekiçleme etkisini, aralarında yeterli miktarda bırakılmayan bitişik nizam binalardan, rijit olmayanının daha rijit olanına etkisindeki salınımı boyunca yaptığı etkidir diye tanımlayabiliriz. Bu etki sonucunda, rijit olan bina da, yanındaki binanın çekiçleme etkisi ile verdiği nedeniyle depremden nasibini almış oluyor aslında. Çekiçleme etkisinin en çok görüldüğü durum ise, bitişik nizam binalardan en az birisinin hiç ya da yeterli rijitlikle bodrum katının olmaması.

Ancak çekiçleme etkisi sadece yetersiz derz ve bitişik nizamdaki binanın rijit olmayışından kaynaklanmıyor. Bitişik nizam yapılarda, bina kat yükseklikleri de önem arz etmektedir. Bunu omuz omuza mücadeleye benzetebiliriz. Bir uzun biri kısa 2 futbolcunun omuz omuza mücadeleye girmesi durumunda, birisinin omuzu diğerinin kafasına, boynuna gelebileceğinden, pek de sağlıklı bir müacadele olmayacaktır. Aynı durum, bitişik nizam binalar için de geçerlidir. Bitişik nizam binalarda bina yüksekliği ve kat yüksekliğinin fazla olmaması da , çekiçleme etkisinin önüne geçme konusunda önemlidir.http://www.aykutozdemir.com.tr/insaat/cekicleme-etkisi.html

Çekiçleme Etkisine Bazı Örnekler:

çekiçleme
çekiçleme

2 3

Beton Nasıl Dökülür ?

Beton dökümü

  • A) Dökümden Önce Dikkat Edilecek Noktalar
  • Kalıpların sağlam ve sızdırmaz olduğunu; temizliğini, yağlanıp yağlanmadığını, yüzeylerinin uygun olup olmadığını kontrol edin.
  • Donatıların gereğince döşenip, kontrolünün yapılıp yapılmadığına bakın.
  • Yeterli miktarda ve uygun boşaltma aracınız olup olmadığını; betonu işlemek için uygun sayı ve nitelikte eleman ve araç-gereç bulunup bulunmadığını kontrol edin. (Yeni Deprem Yönetmeliği’ne göre, vibratör kullanımı zorunlu hale gelmiştir.)
  • Taze betonun bakımı için gerekli önlemleri alın. (Su hortumları, örtüler vb)
  • Pompa ve transmikserlerin çalışma alanlarının hazırlanıp hazırlanmadığına bakın.
  • Yer betonu dökülecekse, zemin döküme uygun hale getirilmiş mi, kontrol edin.

B) Betonun Dökümü ve Yerleştirilmesi Sırasında Dikkat Edilecek Noktalar

Betonun yerleştirilmesi pompalı ve pompasız olarak ikiye ayrılmaktadır. Yerleştirme yöntemi betonun kıvamını etkiler. Pompalanacak betonun, mikserden direkt kalıba dökülen betona kıyasla daha akıcı ve kolay işlenebilir olması aranır. İçine beton yerleştirilecek kalıbın ve yerleştirme işçiliğinin sertleşmiş beton kalitesi üzerine hem mukavemet hem de görünüş açısından önemli etkileri vardır:

  • Kalıbın cinsi (ahşap, çelik, tünel gibi)
  • Kalıp yüzeyinin kalitesi
  • Kalıp yağı kullanılması
  • Yerleştirme esnasında vibratör kullanımı

gibi faktörler beton kalitesi ile doğrudan bağlantılıdır.

Şantiyede en çok karşılaşılan sorun, betonun rahat yerleştirilip, mastarlama yapılamamasından dolayı döküm yerine gelen betona fazladan su eklenmesidir. Bu, beton mukavemetini düşürür. Bu sorun, uygun kıvamda beton siparişi, akışkanlaştırıcı kimyasal katkıların kullanılması ve özellikle de şantiyede vibratör kullanımı ile giderilebilir.

Kuş gözü nedir? What is the honey combs?

kuş gözü - honey combs -İngilizce’de olarak bilinir-, brüt yüzeyindeki boşluklara verilen isimdir. Peki neden dolayı oluşur, Nasıl önlenir?  b yazıda bu sorulara cevap vereceğim.

Kuş Gözü Neden Oluşur?  Zararlı mıdır?

Öncelikle, bu hava boşluklarını maksimum agrega çapının büyük olması, donatı sıklığı, kullanılmaması vb. etkenlere bağlı olan segregasyonlarla karıştırmamak gerekir. Kuşgözü, kalıbın içinde sıkışan havanın yarattığ boşluklardır. Hazır betonlarda müsade edilen bir hava boşluğu oranı vardır. Bu teknik şartnamelere göre farklılık gösterir, statik açıdan bir problem teşkil etmez. Ama siz uygulamada sıfır boşluklu beton üretmek istiyorsanız o zaman gerekli tedbirleri almanız gerekir.

Kuş Gözü Nasıl Engellenir?

Vibratör vururken havanın dışarı kaçması için kalıpta küçük delikler açılabilir.

Kolon, perde vb. dökümlerde yüksekliği az tutulmalıdır.

Bunlar probleme çözüm üretmiyorsa, hava sürükleyici katkı kullanılmalıdır.

what is the segregation ? Segregasyon ?

Segregasyon Nedir?
Segregasyon kelime anlamı ayrılma, ayrışmadır. Yapı dilinde segregasyon, betonu oluşturan malzemenin birbirinden ayrılması ve betonun üniform özelliğini kaybetmesi anlamına gelir.

Segregasyon Hangi Durumlarda Oluşur ?
Yüksekten dökülen betonda segregasyon meydana gelir. Bunun nedeni, iri çakılların incelere kıyasla daha hızlı düşmesidir.

Şişleme ya da vibratör uygulamasının çok az ya da aşırı fazla yapılması segregasyona neden olur.

Betonun slump değeri yüksek olmamalıdır. Slump değeri yüksek olan akışkan beton segregasyona neden olur.

Paspayının az bırakılması ya da hiç bırakılmaması segregasyona neden olur.

Donatıların çok sık olması durumunda vibrasyon uygun yapılamayacağından segregasyon oluşabilir.

Kalıbın geçirimsiz boşlukta olmaması segregasyon nedenlerinden birisidir.

Segregasyonun Sonuçları :
Beton üniform özelliğini kaybeder.

Segregasyona uğrayuan beton zayıflar, mukavemetini kaybeder.

Honeycombing ( iri çakıl yığılması sonucu oluşan delikli bölge) oluşumuna neden olur.

Segregasyon Nasıl Önlenir ?
Agrega gradasyonu ( dane büyüklüğüne göre dağılım oranı ) doğru seçilmelidir.

Betonun özenle dökülmeli ve vibrasyon uygun şekilde yapılmalıdır.

Beton yüksekten dökülmemelidir. Örneğin kolon betonu dökülürken, pompa hortumu kalıbın içine alınarak daha alçak seviyeden dökülmelidir. 1.5 m den fazla yüksekten dökülmemesi tavsiye edilir.

Kesitte, özellikle birleşim bölgelerinde donatılar vibrasyon yapılamayacak kadar sık ise, akışkanlaştırıcı katkılar kullanılarak ( su değil ) beton kıvamı ayarlanmalıdır.

Kalıp montajı düzgün yapılmalı, tabanda boşluklar bırakılmamalıdır.

Paspayı gerekli sıklıkta atılmalıdır.

Segregasyon Görülen Betona Ne Yapılmalıdır ?

Segregasyon, kabul edilebilir düzeyde ise basınç ve eğilme dayanımı yüksek tamir harcı ile onarılmalıdır. Aksi takdirde beton kırılarak yeniden dökülmelidir.

IMAG1391